Çocuklardaki hızlı değişim

nil

Member
Duygular, insan olmanın gereklerinden biridir kuşkusuz. Ve insanların mutlu olmalarını sağlayan, duygu birikintilerini taşkın bir sele dönüştüren bahar yağmurları vardır. Bu bahar yağmurlarından birisi de çocuklarımızdır.
O kadar yalın, o kadar samimilerdir ki, an gelir bizleri anlatır çocuklar. Hasretlerimizi, dertlerimizi, hayallerimizi, anılarımızı anlatırlar. Bir zamanlar çocuk olduğumuz günler aklımıza gelir, özlemeye başlarız o günleri. Bu özlem; çocukluğa mıdır, yoksa o yılların masumiyeti ve saflığına mıdır bilinmez.
O zamanın (şimdinin büyükleri için) çocukları, annelerinin bir bakışı ile mum kesilen, “akşama babana söylerim” tehditleri ile büyümüş o çocuklar… Bugün, kendi çocuklarının psikolojisini bozar diye, çocuklarına HAYIR bile diyemiyorlar. O zamanın çocuklarının ve günümüz çocuklarının, babalarına karşı bakış açılarını bir düşünün. Ne gibi farklılıklar var, neler değişmiş. Değişmiş değil mi? Değişmesi normal. Hızlı bir şekilde büyüyen, değişen bir dünyadayız. Teknoloji, her saniye ilerliyor.
Teknolojinin getirdiği kolaylıklar da hayatımıza yansıyor. Eskiden, öğretmenimiz bize yıllık ödev verdiği zaman, aylarca kütüphanelerin içinde, kitaplar arasında boğulur kalırdık. Şimdi ise; internete girdiğimizde, istediğimiz bütün bilgilere on saniye içerisinde ulaşabiliyoruz. Bulunmaz bir nimet. Günümüzün çocukları şanslı, Fazla zorluk yaşamadan büyüyorlar. Ama birçok zevkten mahrum büyüyorlar veya zevkleri değişiyor.
Günümüz çocukları; okulun açılacağı haftanın öncesinde, önceleri zevk ile başlayan ama sonraları işkenceye dönüşen, defter kaplamanın ne demek olduğundan habersizler. Çünkü defterlerinin kaplanmaya ihtiyacı yok. Hiç dut silkelemediler. Bir ağacın ince dalına basıp yuvarlanmadılar bahçelere… Şimdiki çocukların uçurtmaları hazır olarak satılıyor. Babasıyla bir Pazar günü saatlerce uğraşarak, uçurtma yapmanın zevkini ve yeşil tepelerde uçurtma uçurmanın zevkini bilmiyorlar.
Pantolon eskitmece, yedi kiremit, yağlı kayış, gömmeli met, çelik çomak, harman biç, hotak gibi oyunları söylediğinizde, ilk kez duymuşluğun merakı ile yüzüne şaşkın bir şekilde bakıyorlar. Onlarda size; bilgisayar oyunlarından, atar ilerden, tasolardan bahsettiklerinde, sizde onların yüzüne, onların size baktığı gibi bakıyorsunuz. Oynanan oyunlar bile değişmiş.
Bir tek değişen oyunlar değil. Aile ilişkileri, saygıya bakış açısı, komşu ilişkileri, düğünler, bayramlar. Her şey değişiyor. Gelişen dünya içerisinde bu değişim kaçınılmaz bir sonuç.