Gübre hangi saatlerde verilir ?

Sevval

New member
Gübre Hangi Saatlerde Verilir? Bir Bahçıvanın Kalp Atışı

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bazen hayatın hızlı akışında bir şeylerin farkına varmak, çok basit ama bir o kadar da derin bir anlam taşıyabiliyor. Bu yazıyı yazarken, aklımda kalan bir anı var: Bahçemdeki çiçekleri sularken, komşum Ali amcaya, “Gübreyi hangi saatlerde vermek gerekir?” diye sordum. Ali amca gülümsedi ve “Gübreyi doğru zamanında verirsen, toprağın da ruhunu iyileştirirsin,” dedi. O an, bir soru ile başlayan bu basit konuşma, içimde çok daha derin bir soruyu uyandırdı. Çünkü o andan sonra şunu fark ettim: Bahçemdeki çiçekleri, tıpkı insan gibi doğru zamanlarda beslemek gerekir.

Gelin, bu soruyu biraz daha derinlemesine tartışalım, hem de bir hikâye ile... Umarım sizler de bu sorunun ne kadar çok yönlü olduğunu fark edersiniz.

Ali Amca ve Zeynep: Çözüm Odaklı ve Empatik Yaklaşımlar

Ali amca, kasabanın en bilge adamlarından biriydi. Yıllarca çiftçilik yapmış, her türlü çiçeği, her tür bitkiyi yetiştirmişti. Onun için toprakla bütünleşmek, doğayı anlamak, her şeyden önce sabır ve zamanı doğru değerlendirmek demekti. Ali amca, erkeklerin doğaya ve işe dair çözüm odaklı yaklaşımlarını simgeliyordu. Onun gözünde her şeyin bir çözümü vardı, ve bu çözümler genellikle oldukça pratikti. Bahçeye gübreyi sabah erken saatlerde vermek gerektiğini savunurdu. Sabahın ilk ışıkları, toprağın verimliliği için en iyi zamandı. Toprak, gece boyunca soğumuş, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte gübreyi daha iyi emebiliyordu. Ali amca bu kadar basit bir kuralı yıllardır takip ediyordu, çünkü bir kez öğrendiği bir şey vardı: Doğanın düzeni, sabır ve doğru zamanlamayla birleştiğinde, her şey mükemmel olurdu.

Zeynep, Ali amcanın aksine daha empatik, duygusal ve ilişki odaklı biriydi. Genç bir kadın olarak, her zaman çevresindeki insanları anlamaya çalışır, onların duygularına saygı gösterirdi. Onun için gübre vermek sadece bitkilere değil, aslında her bir varlığa şefkat göstermektir. Zeynep, gübreyi sabah değil, akşam saatlerinde vermek gerektiğini savunuyordu. Akşam saatlerinde, günün yorgunluğunun ardından, toprak kendisini daha rahat hissediyor, geceye doğru geçen saatlerde toprağın emiş gücü artıyordu. Zeynep’e göre, gübreyi vermek de bir ilişki gibiydi; sabah sabah aceleyle değil, sakin bir ruh haliyle, sevgiyle, ve zamanın değerini bilerek yapmalısınız.

Zeynep, birçok kadının yaklaşımına yakın bir düşünce tarzına sahipti. O, sadece bitkilerle değil, insanlarla da duygusal bağ kurarak onlara yardım etmeyi, onları beslemeyi ve büyütmeyi severdi. Bu nedenle, sabah saatlerinde değil, akşam geç saatlerde gübre vermek, onun için daha anlamlıydı. Çünkü o an, hem bitkiler hem de insanlar için sakinleşip birbirine daha yakın olma zamanıdır.

Gübreyi Verme Zamanı: Erkekler ve Kadınlar Farklı Düşünür

Ali amca ve Zeynep, farklı bakış açılarıyla gübreyi verme saatine dair birbirinden farklı önerilerde bulunuyorlardı. Erkekler, çoğunlukla işin ve pratikliğin çözümüne odaklanır. Gübreyi sabah saatlerinde vermek, özellikle erkeklerin daha stratejik düşünme biçimlerini yansıtıyordu. İşlerin erken saatlerde halledilmesi, bitkilerin de daha verimli büyümesi için en iyi zaman dilimi olarak görülüyordu. Onlar için zaman, hayati bir faktördür; sabah erken kalkıp gübreyi vermek, günlük programın bir parçasıydı.

Kadınlar ise genellikle daha duygusal ve topluluk odaklı yaklaşır. Zeynep gibi kadınlar için, gübreyi verme saati duygusal bir bağ kurmak, bitkilerin huzur içinde büyümesini sağlamak anlamına gelir. Zeynep'in akşamları gübre vermek istemesinin sebebi, bitkilerin geceye hazırlanırken, geceyi emişle karşılamasının gerektiğini hissetmesiydi. Onlar için bu bir şefkatli dokunuş, doğayla uyum içinde olma halidir. Gübreyi sabah vermek yerine, akşam sakinliği içinde yapmak, hem zihinsel hem de duygusal bir rahatlama getirirdi.

Peki, gerçekte gübreyi ne zaman vermek gerekiyor? Bu sorunun net bir cevabı yok, çünkü hem erkeğin pratik, çözüm odaklı yaklaşımı hem de kadının duygusal ve ilişkisel yaklaşımı doğaya farklı şekillerde değer katıyor. Her iki bakış açısı da önemli ve geçerli.

Gübreyi Verme Zamanı: Birleşen Düşünceler

Sonunda, Zeynep ve Ali amca bir araya gelip birlikte bir karar aldılar: “Hangi saatte gübre verirsek verelim, önemli olan doğanın dengesini korumak ve toprağa olan saygıyı hissetmektir,” dediler. Zeynep sabahları gübre vermek isteyenlere destek olurken, Ali amca akşam saatlerinde toprakla daha fazla bağ kuranların da düşüncelerine saygı gösterdi. Sonuçta, hem sabah saatlerinin taze havası hem de akşamın sakinliği, bitkilerin büyümesi için farklı yönlerden fayda sağlıyordu. Her iki yaklaşım da doğanın döngüsünü tamamlıyordu.

Şimdi, sevgili forumdaşlar, sizlere soruyorum: Gübreyi sabah erken mi, akşam saatlerinde mi vermek istersiniz? Hangi yaklaşımın daha doğru olduğunu düşünüyorsunuz? Erkeğin çözüm odaklı bakış açısı mı, yoksa kadının duygusal bakışı mı daha fazla işe yarar? Yorumlarınızı ve fikirlerinizi paylaşmanızı merakla bekliyorum!